Kapıya doğru gidiyorum, arkamdan geliyorsun. Sana bakmamaya özen gösteriyorum. Ayakkabılarımı giyip bağlıyorum. Çıkmadan önce sana dönüyorum, öpücük bekliyorsun benden, fakat tahmin ettiğim gibi dönerken bir kaç saniye içinde gözlerim bacaklarına, göğsünde babydoll'unu bağladığın noktadan aşağıya doğru aralık göbeğine, örtemediği degajene kayıyor. Sonrasında gözlerim kapanırken dudaklarım dudaklarını, dilim dilini buluyor. Aslında bunun basit bir veda öpücüğü olması gerekiyor ama elektriğin beni öyle çekiyor ki ellerim bir anda kalçalarına, parmaklarım kıçına ve bacak arana kayıyor. Tanganın ipinin altında parmaklarım geceden kalma ıslaklığını hissediyor. Gitmem gerketiğini bildiğin ve öpüşmeyi geri dönülemez sona ulaştırmak için tek elinle büyük bir uslalıkla, fermuarımı açıp, çamaşırımın önündeki aralıktan kalkmaya başlamış şeyimi avuçluyorsun. Daha fazla dayanamayacağım, fazla vaktim yok, sert bir hareketle kolundan tutup ters çevirip duvara dayıyorum, Sertliğim gözlerini açtırıyor. İki parmağımı ağzıma görütüp ıslatıyorum ve şeyine sokuyorum. Artık hazır beni bekliyor. Dünyanın en gaddar insanı benim dercesine elim bacağından dolanmış şeyime şeyine sertce girmesi için tanga kenarından yol gösteriyor. İçine çok sert ve seri hareketlerle girerken nefesimi ensende, bir ellerimi kah ağzında, kah gögüslerinde, kah klitorisinde buluyorsun, diğer elim boş durmuyor ensenden seni hareket etmemen için sertçe tutuyor, bıraktığı zaman da kalçana sert bir iki tokat vuruyor. İnlemene bayılıyorum. Rahatlatmadan bolaşmaktan hiç hoşlanmama rağmen üzgünüm acelem var, doğru anın geldiğini hissettiğimde saçından tutup çevirip diz çöktürüyorum. Bütün gaddarlığımda ağzına dudaklarına boşalıyorum. Kapının dışından duyulacağına aldırış etmeden hayvani sesler çıkarıyorum.Spermimin pantolonuma bulaşacağını bilerek hızlıca toparlanıp, çantamı alıp gözlerimiz birşey konuşmadan gülümseyerek biribirine bakarken arkamı dönüp, mükemmel sevişmeleri geride bırakıp çıkıyorum.
